İstikrarın Devamı İçin Girişimci Bir Nesil Yetiştirmek Zorundayız

Girişimcilik, en temel manası ile kar ve değer üretmek adına bütün riskleri göz önüne alarak bir işletme kurma ve yönetme arzusu ve yeterliliğidir. İktisadi anlamda bakıldığında girişimciliğin iş gücü, doğal kaynaklar, sermaye ve girişimci dörtgeninde şekillendiğini söylemek mümkün. Girişimci ruhun inovasyon ve risk alabilme yeteneği ile yoğrulduğu ülkelerde, iktisadi kalkınmaya büyük fayda sağladığını Güney Kore, Meksika, Brezilya örneklerinde (özellikle son 25 yılda) şahit olduk.

Aynı şekilde devletlerin ekonomik politikalarının da bu ruhu tetikleyebildiğini söylemek mümkün. Salt girişimci ruh, kötü yönetilen ekonomilerde kalkınma sağlayamayabilir. Bugün Yunanistan’ın içler acısı hali, bir zamanların girişimcilik merkezi olan Atina’yı ve girişimcileri kara kara düşündürüyor.

MÜSİAD Gençlik Kurulu Başkanı Yavuz Fettahoğlu’nun liderliğinde, Araştırmalar Komisyonu Başkanı Adem Kaya’nın ekip arkadaşları ile hazırladığı ve 2000 genç üzerinde yapmış olduğu araştırmadaki veriler, Türkiye’deki gençliğin ekonomik göstergelere ciddi ve olumlu tepkiler verdiğini gösteriyor.

Türkiye’deki gençlerin %73’ü kredi kartı kullanıyor. Kredi kartı kullanan gençlerin pek çoğu 18-25 yaş aralığında. Araştırmada kredi kartı limitleri ile ilgili verilen cevap ilginç. Gençlerin geliri arttıkça, kredi kartlarının limiti gelirlerini aşmaya başlamış. Gençlerin yoğun kredi kartı kullanımı, Türkiye’de en fazla yatırım yapılan ve girişim çıkartan alan olan e-ticaretin önünün hala açık olduğunun büyük bir göstergesi. Türkiye’deki e-ticaret hacminin katlanarak büyüyeceğini söylemek mümkün.

Araştırmanın memnuniyet tarafında gençlerin %66’sı ekonomiden kısmen ya da tamamen memnun olduklarını ifade etmiş. Ekonomilerde toplumun (özellikle gençlerin) piyasalara olan güveni, ekonomik istikrarı sağlar. İstikrarlı bir ekonomide, bilinçli girişimci ruhlar yetiştirirseniz kalkınmanız hızlanır. Kalkınmayı yalnızca ekonomik büyüme ya da istikrar olarak görmek de yanlış bir yaklaşım olacaktır. Eğitim, insani gelişme endeksi gibi konular da kalkınmanın temelini oluşturur. Burada şu denklemi hatırlamakta fayda var: Gelişmekte olan Türkiye’de son 13 yılda zirve yapmış bir iktisadi büyüme, beraberinde bilinçli ve ekonomiden memnun genç bireyler, sonrasında inovatif ve risk alma yeteneğine sahip girişimci ruhlar, daha eğitimli ve insani gelişme endeksi daha yüksek bir toplum oluşturacaktır. Bunlar bir zincirin halkası olarak nitelendirilmeli. 

Güney Kore bundan yıllar önce binlerce öğrencisini yurt dışına gönderdi ve o gençlerin bir üstü nesli kendilerini kötü bir Güney Kore’de yaşayarak feda ettiler. O gençler ülkelerine döndüklerinde büyümeye başlamış bir ekonomide yeni girişimler kurdular, var olan girişimleri daha iyi yönettiler ve bugün Forbes Global Brands 500’de 12 Güney Koreli şirket bulunuyor. Türkiye’den ise henüz sıfır.

Araştırmada en çok dikkat çeken ikinci bölüm ise Türkiye’nin yeni bir ekonomik modele ihtiyaç duyup duymadığı sorusu. Gençlerin %86’sı ülkemizin yeni bir modele ihtiyaç duyduğunu ifade etmiş. Bu ciddiye alınması gereken bir yüzde.

Bu yüzdenin kırılımına gittiğimizde, yeni bir ekonomik modele ihtiyaç duyan gençlerin %54’ü tamamen yepyeni bir model isterken, %40’ı var olan modelin iyileştirilmesi gerektiğini savunuyor. 

Türkiye’nin son 13 yılda yaptığı yatırımlar, dünyanın en büyük 17. ekonomisi olması ve bu periyotta ortalama %5 büyümesi toplumun her bir ferdi için önem arz ediyor. Ancak Türkiye ile aynı zamanda büyümeye başlayan ülkelere baktığımızda işin girişimcilik tarafında sınıfta kaldığımızı söyleyebiliriz. Bunun en somut kanıtı, dünyada ciddi şekilde var olan şirketlerimize rağmen Global 500’de bir Türk markası olmaması, internet girişimlerinde yeni yeni ciddi çıkışlar yapılmış olması (Sadecehosting, Yemeksepeti, Markafoni gibi) yeni bir modele ihtiyaç duyulduğu algısını tetiklemiş olabilir.

Günün sonunda, hiçbir şey için geç kalmış değiliz. Türkiye ekonomik istikrarını sürdürürken yeni ekonomik atılımlar yapmalı. Sektörler arası denge yeniden gözden geçirilmeli. İnşaat ve madencilik bizim için ciddi bir sektör. Ancak Bilişim Vadisi projesi de bütün detayları ile tekrar tekrar değerlendirilmeli.

Biz kalem gerektiğinde Yunuslar, kılıç gerektiğinde Yavuzlar, fetih gerektiğinde Fatihler çıkarmış bir neslin evlatları olarak, girişimcilikte de hak ettiğimiz yeri almalıyız. Türkiye’nin içinde bulunduğu güncel ekonomik durum bunun için oldukça müsait. 
Kaynak: sabah.com